
O. TuÄŸrul Altay
turul'un Hikayesi
Alçı, mum, teller ve dökümle tanıştığımda ilkokul yıllarındaydım. Tatillerde diÅŸ doktoru babamın ofisine gider, yanında yalandan çalışır ve harçlık alırdım. Laboratuarı, zaman içinde 22 teknisyenin çalıştığı oldukça büyük bir iÅŸyeri haline gelmiÅŸti. Derken, diÅŸ hekimliÄŸi fakültesine girmemle beraber, daha bilinçli daha iÅŸe yarar hale geldim. Kullandığımız malzemeler teknikler büyük ölçüde kuyumculukta kullanılanlara benziyordu ve bunu fark edip 1979-80 yıllarında küçük takılar yapmaya baÅŸladım. GümüÅŸ, krom-nikel, krom-kobalt çok nadiren de altın dökümler yapıp, bunları akril ile beraber kullanarak birbirini tekrar etmeyen, aynısı olmayan takılar yapmaya baÅŸladım. Bir düzen, disiplin içinde yapmıyordum. Uzun aralar verdiÄŸim veya kısa sürede birkaç tane yaptığımda oluyordu. Takıyı yaparken, kimin için yaptığımı biliyor ve bitince hemen veriyordum. İlk dönem yaptığım takılarda bir marka veya iÅŸaret yoktu.
Mezuniyetim sonrası uzun bir ara verdim. Daha sonra kızım Duygu’nun doÄŸumuyla beraber tekrar heyecanlandım. Ona doÄŸum hediyesi üzeri mineli altın bir kuÅŸ, broÅŸ aldım, elimdeki bütün parayla ve yıllar içinde o büyüyüp genç kız olana kadar taÅŸlarla süslemeyi, kendimce yorumlayıp farklı bir takı haline getirmeyi düÅŸündüm. Bitince, Viyana’da vitrinde görüp dakikalarca seyrettiÄŸim Bulgari atbaşının üzerinde olacaktı. Olmadı. Kısmet olmadı.
Yine ara verdim, bir süre aklıma bile gelmedi takı tasarlamak, yapmak. Sonra ne olduysa tek tük tekrar yapmaya baÅŸladım. Artık marka da yazıyordum. Kimine O. T. A, kimine MT (Christian Dior’a rakip, müslüman TuÄŸrul :) sonraları da TA’ yı kullanmaya baÅŸladım.
Eskiye göre önemli fark, artık yaptığım takıların içine “bence” sahiplerine ait bir ÅŸeyler gizlemeye, koymaya baÅŸlamıştım. Bazılarından hiç bahsetmiyordum bile sadece ben biliyordum. Arada bahsettiklerimin çoÄŸu da önemsemiyor, konuda kaybolup gidiyordu. Arıza olduÄŸum belli olmasın diye ben de üzerinde durmuyordum :). Çünkü etrafımdakilerin çoÄŸu takının sadece bir süs olduÄŸunu düÅŸünüyordu. Ancak ben yinede hissettiÄŸim gibi devam ettim ve bir süre sonra, bu kiÅŸiye özel koyduÄŸum iÅŸaret ve malzemelerin sanki sahiplerinin bir eksiÄŸini tamamlıyor hissine kapıldım. O takıyı taktıklarında tamam oluyorlar gibi düÅŸünüp, bu kiÅŸiye özel kısmına daha çok yoÄŸunlaÅŸtım. Sonra hikayeler çıktı. Takı hikayeleri. Yapacağım kiÅŸi ve takının kaynaÅŸma hikayeleri. İş öyle bir yere geldi ki bende, hikaye takının önüne geçti. Çünkü hikaye olmadan takı da olmuyordu. Kimi zaman çok kolay, çok çabuk olan bu süreç kimi zaman uzadıkça uzuyordu. Kimi zaman bakınca kiÅŸinin üzerinde gördüÄŸüm takı ve hikayeyi kimi zaman ne yapsam da çok sevdiÄŸim, tanıdığım birine dahi çıkartamıyordum.
Takıyı tasarlarken düÅŸündüklerimi yazıp takıyı sahibiyle buluÅŸturma iÅŸine geçiÅŸte Gül’ün çok önemli katkısı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ona yaptığım kolye ve hikayesine öyle kolay öyle çabuk girdi ki, bana “tek arıza ben deÄŸilim, benim gibi görenlerde var” diye düÅŸündürttü. Arkasından Elif ve yüzük-kolyesi, bunları taşımaları, bana yaptığım iÅŸin baÅŸkaları içinde çok anlamlı olabileceÄŸini gösterdi.
Artık marka iÅŸini daha ciddi düÅŸünmeye baÅŸladım ve son dönemlerde turul’s diye yazmaya baÅŸladım. Bir süre de öyle gittikten sonra artık sadece turul olarak damgalamaya ve marka tescili almaya karar verdim.
Takıları hazırlarken bir kısmını kendi ofisimde, daha sonrasını da yakındaki bir kuyumcu atölyesinde yapıyorum. Çok yetenekli, çok hızlı Murat adında bir ustam var. Hem öÄŸreten hem de gerektiÄŸinde bana yardımcı olan. Kimi zaman geç saatlere kadar çalışıyor, bitince benzer zevkleri paylaşıyoruz.
Aslında benim tasarlayıp yaptığım takıların hemen hepsi kuyumcu vitrinlerini süsleyen sanki fabrike gibi duran ince iÅŸçilikli pırıl pırıl takılarla yarışacak gibi deÄŸil. O kadar baÅŸarılı yapabileceÄŸimi de zannetmiyorum. Amacım mevcut iÅŸçiliÄŸimi yavaÅŸ yavaÅŸ geliÅŸtirerek, hayal ettiÄŸim takıları çok rafine olmasalar da kiÅŸiye özel olarak yapmaya devam edebilmek.
GeçmiÅŸ yıllarda yaptığım takıları fotoÄŸraflamak, bir araya getirmek istiyorum, ancak bunlara ulaÅŸmak çok zor, hatta imkansız diyebilirim. Son dönem takıların fotoÄŸraflarını çekmeyi akıl edebildim. Birde yakın çevremde olan ve hatırladıklarımı fotoÄŸraf için geri çağırıyorum. Bundan sonra gelenleri de fotoÄŸrafladıktan sonra yine takı listesine ilave edeceÄŸim.